Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenen NATO zirvesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir buçuk sene sonra ilk kez yüz yüze görüşen Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis SKAI televizyonuna konuştu.
Seçim zaferi sonrası ilk röportajını veren Yunan Başbakan’ın en önemli gündem maddelerinden biri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme ve Türkiye ile olan ilişkiler oldu.
Erdoğan ile arasındaki ‘iyimser havanın’ tartışılanların içeriğine de tekabül ettiğini vurgulayan Miçotakis, “Sanırım hepimiz sürekli alarmda olmaktansa medeni komşular, arkadaşlar olarak yaşamanın daha iyi olduğu konusunda hemfikiriz” dedi.
Erdoğan görüşmesinin zorlu geçen dört yılın ardından yeniden başlamak için bir fırsat olduğunu tekrar eden Miçotakis, Erdoğan’a güvenip güvenmediği sorusuna “Önceki görüşmelerden farklı bir hava aldım. Saf değiliz ama bardağın dolu tarafından bakalım” diye cevap verdi.
“Türkiye dış politikası, sadece Yunanistan’la ilişkiler anlamında değil, aynı zamanda Avrupa Birliği (AB), NATO ve ABD ile olan ilişkilerinde de bir değişime hazır görünüyor” diyen Miçotakis Yunanistan’ın Türkiye’nin bu hamlesinden faydalanabileceğini vurguladı.
Türkiye-Yunanistan ilişkileri konusunda büyük hedefini asla gizlemediğinin altını çizen Yunan Başbakan “En büyük hedef aradaki anlaşmazlığın çözülmesi. Türkiye ile hala en büyük anlaşmazlıklarımız Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz sınırlarının, MEB’in ve kıta sahanlığının belirlenmesidir” dedi ve sözlerine şöyle devam etti;
“Göç yönetimi büyük bir sorun veya fırsattır. Amacım, temel farkımızın özüne inmek. Yeter ki Lahey’e gitmeyi kabul edelim ancak görünen o ki bu o kadar basit bir mesele değil. Bunu başaramasak bile, iki ülke arasındaki iyi iklimin korunması başlı başına önemli bir başarıdır. “
Olası bir müzakerede Türkiye’ye taviz verip vermeyeceği sorulan Başbakan bu soruyu şöyle cevapladı;
“Onlarca yıldır uğraştığımız, Türkiye ile aramızdaki anlaşmazlıkların nihayet adil bir şekilde ve Uluslararası Hukuka uygun olarak çözülmesi Yunanistan’ın çıkarına mı? Cevap Evet. Bu benim görüşüm.
Herhangi bir anlaşma, bazı konumlardan bazı tavizler gerektirebilir. Ama asıl soru şu: tarih bize çözme fırsatı sunduğunda biz bu anlaşmazlıklara çözümsüz mü kalacağız?”
